24 Şubat 2011 Perşembe

Samimiyet

Samimiyet. Kısaca içten, candan, gönülden davranmak demek. Sizler ne anlıyorsunuz bilemem samimi davranmaktan, ben içinde olanı olduğu gibi dile getirmek, düşündüğün ile yaptığının arasında fark olmaması diye anlıyorum. Çıplak olmak demek benim nezdimde samimiyet.


Pek çok insanla tanıştım, çoğuna samimi olmadım. Niye olayım ki? Niye açayım ki içimin kapılarını herkese. O kapıları açtığım bir kaç kişi oldu hayatımda. Bir kısmı o kapıdan girdi, bir kısmı girmekten çekindi uzak durdu. Kimi girenlerin de aynı temizlikle kapılarını bana açmadıklarını gördüğümde yavaşça dışarı attım; bazen incitmeden, bazen tekme tokat.


İnsan en çok kendine acımasız davranıyor, sonra da BEN diyebildiği kadar yakın gördüklerine. Kimileri oradaki kavganın mazeretini görebiliyor, BEN dediğimiz yere onca yakınlıktan kendine davrandığı gibi davrandığını anlıyor. Kimi anlamıyor, uzak kalıyor. Hatta uzak kalmayı tercih edip daha da uzaklaşıyor. BEN yerine koydum seni anla dediğinde de ama ben SEN değilim diyor. Vurgunun yanlış kelime üstünde olduğunu anlatamıyor insan, dikkati oraya çekmeyi beceremiyor, üzülüyor. 


Uzaksın bana dediğinde başka hiç bir şeyi düşünmüyor niye demiyor, napabilirim demiyor, nasıl yakın olurum demiyor. Uzak kelimesine odaklanıp kalıyor. Uzakları yakın etmek için çabalamıyor. Kolu kanadı kırılmış gibi olduğu yerde kalakalıyor. Haklıdır tabi kendince böyle mahzunlaşmasında. Bilemiyorum. Bildiğim yakın olmak için "Korkma! Ben uzakları yakın ederim, burdayım." diye yazabilecek samimiyeti gösterememesi. 


Ömür çok kısa. Zihni açık tutmak gerek. Fırsatlar belirip kayboluyor sürekli. Belirdiğinde yakaladınız yakaladınız, sonra hayalden bile uzakta kalıveriyorlar insana. 


Süper arabaları vitrinlerde izleyip izleyip kuyruğu kıstırıp gitmek hiç hoş değil biliyorum. Ama o kuyruk hala bacakların arasında iken sahip olduğumuz külüstür arabaya "Dünyanın en iyi arabası sensin!" demek de samimi değil.

2 yorum:

Aslısın dedi ki...

Samimiyet karşılıklı olur demekten vazgeçtim. Söylediğim, düşündüğüm gibi davranıyorum uzun zamandır, yiyorsa yer, yemezse de "uzak" oluruz gerekirse.

Bilge dedi ki...

Samimi insanları görmek umutlarımı canlı tutuyor.